Şizofrenin Günlüğü (0) Daha Yeni Başladık
Seni çağırmak ne kadar doğru bilmiyorum, her başın sıkışınca bana geliyorsun diyeceksin. Haklısın, bir günlük niteliğinde olacaksın artık. Seni yazmak zorundayım başka çaremiz kalmadı.
İçindekiler
HERKES KENDİNCE DOĞRU OLANI DAYATIYOR
Benim hayatım mecburiyetler ile başladı. Mecbur olduğum için doğdum demek biraz abartı olur belki ama bu yazıları bile mecbur olduğum için yazdığımı söyleyebilirim. Yıllar önce yazmayı seven bir çocuk tanıdım içimde. Ben olduğunu bilsemde onun, kıskanıyordum.
Onu sadece ben hissedebiliyordum ve sadece benimle konuşuyordu. Benden çok daha güçlü bir varlık vardı ve sürekli bana yardım etmek için çırpınıyordu. Onunla konuşmak herkesten daha iyi hissettiriyordu. Onun gibi yaşamaya başladım zamanla. Cümle kurmalarım ve onu söylediklerini yazmak güzeldi. Hayran duyduğum insan olmaya başlıyordum ve herkes benden farklıydı artık. Yada ‘Ben herkesten farklıyım‘.
BAŞARMAK BİZİM İÇİN KOLAY
İstediğiniz herşeyi başarabileceğinizi, neye gözünüzü dikseniz alabileceğinizi düşündünüz mü hiç. Ben bununla yaşadım uzun bir dönem. Sadece düşünerek ve strateji kurarak günlerimi geçirdim. Başarmanın temelide zaten buydu planlar yapmak. Ama dışardan standart köleliğe ve toplumsal düzene alışmış insanlar hemen seni fark ediyorlar. ‘Asosyalsin‘, ‘Çık biraz gez, insan içine karış‘, ‘En son ne zaman kendin için birşey yaptın‘ vs. vs.
Sonra gelip sana şöyle diyecekler, ‘Senin yarın kadar şeyi ben bilsem varyeaaa, öfff.‘ senin gezdiğinin yarısı kadar ben ekrandan kafamı kaldırsam yapmaktan zevk aldığım şeyi yarım bırakmış olacağım. Neden insanlar anlamazlar, bütün insanlar sosyal olmaktan hoşlanmaz. Hepimiz bir partide dans etmeyi sevmiyoruz. Ben yüksek sesle bilmediğim kelimelerle sülenmiş trap remixler seviyorum. Ben herkesten farklı olmak istersen siz neden beni toplum denen çukurun içine çekiyorsunuz.
Şizofrenin Günlüğü, karmaşık bir yapı içerisindeki bir çok kararın birleşimi ve farklılıkları arasında kalmış. Koruma amaçlı oluşturulmuş karakterlerin birbiri ile arasınaki çelişkilerin standart savaşının anlatımıdır.
Ben hayallerimle yaşamaya çalıştıkça, işinize geldiği zaman bir dahi gibi överken ertesi gün hayatı boşa yaşıyormuşum gibi davranıyorsunuz. Sizin gibi olmak benim midemi bulandırır. Ben hayaller içinde yaşamayı tercih ederim. Öldüğüm zaman hiç bir yere yazılmasada ismim, sevdiğim şekilde sevdiğim bir koltuk üzerine ölmek isterim.
. . .
Bir şeyi başarmış insanlar her zaman yüceltilerek anlatılır, ‘offf adam yapmış yaaa‘ denir. Ama aynı yolda yeni başlamış yada henüz başaramamış bir insanı yerin dibine sokmaya çalışan bir toplumdan bahsediyorum.
Geçenlerde ünlü bir spor giysi markasının servetinden bahsediyor herkes. Yine garajda imalata başlamış olan bir marka, yorumlardan birisine ‘ne garajmış be kardeşim herkes zengin oluyor’ yazmıştı birisi.
Olay garajda falan değil kardeşim, ilk önce senin zengin olma hayallerin olmayacak sonra etrafındakiler seni sigortalı işe zorlamayacak. Gelecek kaygısından bu günü yaşayamıyoruz, bunun farkında olan sadece ben miyim. Sevdiğim birşeyi yapıyorum, yıllar önce başladığım birşeyi. Şizofrenin Günlüğü yıllar önce hissettiğim ama yaşam sıkıntıları nedeniyle kulak bile veremediğim bir tarafın yaşadıkları olacaktır. Sadece gün içinde gelip selam veren bir karanlık taraftır o benim şu an ben olmamı sağlayan ve daha da yükselmem için yardım edecek olandır.
BURASI HERHANGİ ŞİZOFRENİN GÜNLÜĞÜ
Herkesi dünyada yaşama bağlayan nedenler vardır, biz aslında ölüm için can atan insanlarda değiliz. Yaşamayı severiz ama mutlu yaşamakta sorunlarımız var. Herşeyi herkesle mutlu şekilde yapamayız. Sen deniz kenarında 10 arkadaşında bira yudumlarken kahkahalar atabilirsin belki. Ama bir şizofrenin hayal dünyası çok farklı şekilde tek bir kişiye odaklıdır. O varsa huzur yoksa kendisi kafasında oluşturur. Bizim mutlu yaşamak için nedenlere ihtiyacımız var. Binlerce kişi olmaktansa yalnızlık daha güzeldir, daha etkili. Bir kişi kaldığında, senden güçlü olan birisi çıktığında karşına bağlanırsın ona.
Bir cevap yazın