Büyük insanlar kendini arar.
“Küçük insanlar dengini, büyük insanlar kendini arar.” -Yunus Emre
Her sabah rutine bağlanmış bir sabaha uyanıyorum. Burası beni tanımlayan bir yer değil, onuda biliyorum. Ben Hasan Sabbah‘ın yaşadığı o yalçın kayalıkların adamıyım. Onun planını kurduğu kırk küsür yıl süren hayalini bile bulamamış bir insanım sadece.
Neler yaptım diye arkama dönüp baktığımda tam anlamı ile hiç bir savaş benim değildi, beni bir üst seviyeye o yalçın kayalıklara yaklaştıran bir merdiven değildi hiç birisi. Kendimi sorgulamayalı uzun zaman olmuştu. Ben kimdim? çocukluğundan beridir kendiyle konuşan, garip bir adamdan başka neydim ben.
İnsanların düşüncelerine pek önem vermediğimi söyledim hep kendime, onlar ne düşünürlerle düşünsünler ben doğru bildiğim yoldan asla çıkmayacağımı söyledim. Ama hiç olmadı, kitaplar bizi bir seviyeye kadar getirdi. Beynimizin parçalanmasını ve herkesten daha farklı düşünmemizi sağladı. Ama insanlar içimizdeki farklı düşünceleri içimize atmamızı, bastırmamızı sağladı.
Kim çıkardı beni o mağaradan, güçlü olduğum. En azından kendimi güçlü sandığım o şeyleri kim aldı elimden. Artık kendimi bulma zamanı geldi, herkes için yaptığım şeyleri birazda kendim için yapmanın zamanı geldi. Büyük bir cennet kurmasamda, rutine binmiş bir hayatın kölesi olmayacağım.
Hayal et, insanlara bir resim boyutunda bir şey ver. Onlar onu her gün takip etsinler.
Kimsenin bizi merak etmediğini biliyoruz, benim onları merak etmediğim gibi, onlar işlerine yarayacak bir şeyi yapana kadar pusuda beklerler.
Sonrasında bir kısım insan, o pastadan kendine pay almak için bir kısmıda uzaktan eleştiri için saldırır. Hepsiyle savaşmak için en başında savunmanı kurmalısın. İlk önce duvarlarını örmelisin, ne yapacaksan o duvarların içinde yapmalısın.
Ben kendimi bulmak için buraya geldim, kimsenin olmadığı bir dünya kuruyorum. Arka kapılarda neler olduğunu kim bilebilirki, belkide gerçekten kazanabileceğimiz bir savaşı burada oluştururuz. Belki de dünyanın en büyük savaşını biz başlatırız. Bunu eleştirerek değil, adım atarak yapabiliriz. O adım, bu yazı parçasıdır. Kimsenin olmadığı bu dünyadır.
Bir yanıt yazın