İş Dünyasında Atların Eşek Olması
At olarak eşek maaşıyla başlarsın, fil yükünü çekersin. Çektiğin yüke bakmadan
‘Biz seni at sanıyorduk, ama sen koşmuyorsun’ derler.
Hoş Geldin burası iş dünyası!.
İş sektörü her zaman sorunludur, ‘Her yerde aynı sıkıntılar var’ diyerek bu durumu kabullenmiş insanlardan gına geldi artık. ‘Bu durum bu şekilde, işleyiş bu.’ Hiyerarşik düzen ile bezenmiş bu sektörde eğer açık ararsanız herkes bulabilir. Her zaman düzeltilmesi gereken kusurlar vardır ama kimse bunu o bulundukları yapı içerisinde bir üst kademeye bildirmezler.
Dünyayı bilmiyorum ama ülkemizde özel sektör işe alımlar ve çalışma durumları şu şekilde ilerliyor.
Bir at olduğunuzu düşünün;
- Bir atsınız, gençsiniz ve çalışma azminiz başarı potansiyeliniz var ve kendinizi bir şekilde bir şey üzerinde geliştiriyorsunuz. Elinizde daha önce başarmış olduğunu şeyler var ve ben daha fazlasını yapabilirim diyorsunuz. Bir yer ile çalışmaya karar veriyorsunuz, sizi daha kurumsal yapacak bir yer. Hemen iş ilanlarına bakıyorsunuz, sanırım firma sahipleri sizin sektörünüzle ilgili google’da araştırma yapmış ve ne kadar özellik varsa toplanmasını istemiş gibi. Onu bilen, bunu yapan, şundan anlayan kabarık bir liste ile karşılaşıyorsunuz. Bu kadar şeyi yapsam sana neden yapayım derler insana, veya sen bunların hepsini yaptıracak kadar iş yapıyor musun?
. . .
- Bir şekilde iş buldunuz diyelim, pozisyonun sadece koşmak olarak başladığınız işte, üzerinize fil yükü yüklenir. Zaten mecbur olduğunuz için yıllar boyunca alışılmış bir düzenle kabullenilmiş bir şekilde eşek maaşıyla fil yükünü çekmeye çalışırsınız.
. . .
- Daha sonra anlarsınız ki, sizi yönlendirmesi için başınıza diktikleri insanlar yapılan iş hakkında hiç bir bilgisi olmadığı için sadece sermayesi olduğu için kurulmuş bir oluşum olduğu için sizin yükünüz fil yükü haline gelmiştir. Veya her taşır mısınız diyene kendileri taşımadığı için taşırız demişler. Bilmediklerini kabul etmeyen yöneticiler sayesinde aylar boyunca ilerleyişiniz bu şekilde devam eder. Sonra artık bu yükü kaldıramayacağınızı anladığınızda, bu böyle olmaz böyle yürümez dediğinize isyan ve anarşi karıştığında işe ama ‘biz seni at diye almıştık sen koşmuyorsun‘ derler. Asıl durumlar açıklandığında, yollar gösterildiğinde herkes doğru yolu görmüş olsada.
İşi yapan kişi yine işin başına, onun başına ise ‘tamam senin dediğin gibi yap’ o zaman demesi için yönetici gelir.
. . .
Şükürler olsunki bizim sektörümüzde isyan edilebiliyor. Yöneticilere ve kuruculara ihtiyaç duymadan hayatımızı sürdürebiliyoruz, ama diğer bir çok sektör. Zaten maaşını veriyorum abi şunuda yapsın‘cılar ile dolu. İşin bitmesinden daha çok mesainin bitmesiyle kendini odaklamış insanlar.
Teknolojinin gelişmesi ve insanların blogger, youtuber veya e-ticarete yönelmelerine en çok bu nedenle seviniyorum. Topluluk koyunsal dürtülerden kurtularak kendi ayaklarının üzerinde durma ve ben başarabilirim özelliğini kazanmaya başlıyor.
Bir yanıt yazın