Bazen hiçbir şey söylemeden gitmek gerekir.
Sessizce gitmek kötü bir şey değildir.
Benimde başıma geldi, kendime nokta kadar değerin yokmuş dedim. Bir cevap kadar yokmuşsun, ama kendim yapana kadar anlamını anlamamıştım. Sessizce gitmek gerekir bazen. Kalıp konuşmak hiç bir işe yaramayacaktır çünkü. O kadar kırılır veya yorulur ki insan zaten zamanını kollamıştır. Bu konuşmanın buralara gelebilmesi için kendiyle o kadar savaşmıştır. Ne söylese gereksizdir bir zaman sonra. Haberini vermiştir, karanlıklar içinde kaybolmak son kalan şeydir.
Benim başıma gelen şey bir hatalar bütünü içinde yaşanan kötü bir hayattı. Bir insanın nasıl ve en fazla ne kadar sevileceğini gösterecek bir sınavdı benim ki. Hani çok seversiniz ama karşı taraf buna karşılık veremez. Bir çok nedeni vardır kendince. Kim bilebilir ki zaten karşındaki insanın doğru insan olduğunu, belkide bilmiyordu. O kadar salaktı belkide.
Ne diyordu İncir Reçeli 2’deki ablamız, Yolu uzun süre aşka düşmemiş bir adama denk gelirse yüreğiniz; çalkalayın, zira dibine çökmüş olabilir seven yanları… belkide dibe çökmüştü kalbi. Bunlar anlaşılabilir. Geride kalanın aslında suçu, gideni o kadar kırmıştır ki, kalan kişiye söylenecek bir şey kalmamıştır.
Bir şey söylenmemesi aslında kalan için bir ödüldür. Giden’in bir teşekkürüdür, giderken yıkmamıştır ortalığı, her şeyi bitirmemiştir. Gözyaşları bırakmamıştır ve hıçkırıklar, yada gecenin bir yarısı gelen mesaj ile sinir titremeleri geçirmesine neden olmamıştır. En önemlisi yalan söylememiştir. Eğer konuşursa yıkar geçer ama yapmamıştır. Çıkardığı bataklığa, çektiği uçurum kenarına tekrar sessizce bırakmıştır. Bundan sonra ne yapılacağı, kalanın şerefine kalmıştır.
Bir cevap yazın